Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam İşbirliği Teşkilatı Gençlik Forumu’nda önemli açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamamalarından satır başları:
Özellikle tam 622 gündür İsrail hükümetinin vahşi, acımasız, insanlık dışı saldırıları karşısında doğdukları toprakları kahramanca savunan Filistin’in, Gazze’nin yiğit gençlerini buradan yürekten selamlıyorum.
Gazze’nin barbarlığa karşı direnen cesur kadınlarını, minik omuzlarında anasızlığın, babasızlığın ağır yükünü taşıdıkları halde zalimler karşısında diz çökmeyen Gazzeli yetimleri, öksüzleri, her türlü zorbalığa ve zorbalığa rağmen Müslüman olmanın şerefini, izzetini, asaletini yere düşürmeyen tüm Filistinli kardeşlerimi kemal-i hürmetle selamlıyor, Rabbim her birinin yar ve yardımcısı olsun diyorum.
Forum kapsamında iki gün boyunca yapılacak toplantı ve istişarelerin, alınacak kararların, gençlerimiz başta olmak üzere ülkelerimiz, İslam alemi ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.
Konuşmamın hemen başında, 20. yılını geride bırakan İslam İşbirliği Gençlik Forumu’nun yürüttüğü faaliyetleri son derece kıymetli bulduğumu belirtmek istiyorum.
Diplomasi Akademisi’nden Uluslararası Kuluçka Merkezi’ne, eğitim, sivil toplum, girişimcilik, hukuk, diplomasi, medya, insan hakları ve gönüllülük gibi alanlarda icra edilen bu çalışmalar, geleceğimiz adına kritik önemdedir. Bilhassa, dünyanın önde gelen kanaat önderlerinden oluşan ve insanlığın ortak vicdanını yansıtan Gazze Mahkemesi ve We Channel gibi oluşumlar, İsrail’in kanlı ve kalleş yüzünün dünyaya faş edilmesi bakımından oldukça isabetlidir.
Şunu öncelikle ve özellikle vurgulamak isterim. İslam dünyası olarak zorlu bir süreçten, çetin bir imtihandan geçiyoruz. Savaş, çatışma, kaos ve istikrarsızlık bulutları, medeniyet coğrafyamızın semalarını maalesef kaplamış durumda. Bilhassa son iki yıldır yüzümüzü nereye çevirsek, bir yıkımla, bir dramla, yüreklerimizi sızlatan savaş ve insanlık suçlarıyla karşılaşıyoruz.
Gazze’de 21 aydır modern zamanların en utanç verici barbarlıklarından biri yaşanıyor. Siyonist İsrail hükümeti, tüm dünyanın gözleri önünde, ahlaksız ve arsız bir şekilde sivilleri, kadın ve masum çocukları acımasızca katlediyor.
Yüzde 80’i enkaz haline gelen işgal altındaki topraklarda yasa dışı yerleşim ve işgal politikasını hiçbir kural, kaide, norm, ilke tanımadan günden güne yaygınlaştırıyor. Her türlü insani yardım girişine engel olmak suretiyle açlığı bir silah olarak kullanıyor. Gazze’de bir parça ekmek için, bir tas çorba almak için yemek kuyruğuna giren insanlar vahşi bir şekilde hedef alınıyor. Sivil yerleşim alanları, okullar, ibadethaneler, hastaneler bombalanıyor. Vurulan hastanelerde ilaç ve tıbbi ekipman eksikliği had safhaya erişti. Gazzeli kardeşlerimiz çoğu zaman anestezi imkanından yoksun bir şekilde ameliyat edilmeye çalışılıyor.
Bugün hastanelerinin zarar görmesinden şikayet eden İsrail, uluslararası kuruluşların verilerine göre yalnızca Gazze’de şimdiye kadar sağlık birimlerine 700’den fazla saldırı düzenledi. Gazze’de bombaladığı ve saldırdığı hastane sayısı 35’i buluyor. İsrail’in saldırıları sonucunda bine yakın sağlık çalışanı şehit oldu. Gazze’deki sağlık altyapısının yüzde 94’ü zarar gördü. Hasta taşıyan ambulanslar dahi İsrail teröründen maalesef kurtulamadı. Yüzlerce sağlık çalışanı İsrail tarafından hapishanelerde esir tutuluyor. Yani karşımızda çeşitli bahaneler altında düzenlediği saldırılarla Gazze’nin sağlık altyapısını tamamen çökerten insanlık düşmanı bir zihniyet var.
Siyonist lobinin şahsımıza ve hükümetimize yönelik yıldırma politikalarına rağmen duruşumuzu asla bozmadık. Zalimin karşısında, mazlumun yanında saf tutmaktan asla çekinmedik. Doğru, adil ve hakkaniyetli olanı cesaretle savunmaktan imtina etmedik. Kimin ne dediğine değil, mazlum ve mağdurların ne dediğine baktık.
Netanyahu ve hükümeti, hiçbir kural, hukuk, ahlak, sınır tanımadan aylardır şımarıkça işledikleri zulümler sebebiyle şimdiden adlarını Hitler gibi, Pol Pot gibi çağımızın zalimlerinin yanına utançla yazdırmışlardır.
Bir başka gerçek şudur hem Gazze’deki soykırım hem de İran’la olan çatışmalar, maalesef süratle geri dönülmez noktaya doğru gitmektedir.
Kaynak: İHA