Saygın, yaptığı yazılı açıklamada, Van’ın Türkiye genelinde kişi başına gelir sıralamasında alt sıralarda yer almasının yalnızca ekonomik koşullarla açıklanamayacağını belirtti.
Van’ın tarım, hayvancılık, turizm, sınır ticareti ve genç nüfus açısından önemli bir potansiyele sahip olduğunu kaydeden Saygın, bu alanların etkin şekilde yönetilemediğini savundu.
Tarımın Van’da planlanan ve yönetilen bir sektör olmaktan çıkarıldığını ileri süren Saygın, ziraat mühendisleri ve teknik personelin sahaya yeterince indirilemediğini, modern sulama sistemleri ve verimli tohum politikalarının geliştirilemediğini ifade etti.
Van’ın küçükbaş hayvancılıkta Türkiye’nin önde gelen illerinden biri olduğunu anımsatan Saygın, buna rağmen hayvancılık potansiyelinin ekonomik değere dönüştürülemediğini belirtti. Saygın, veteriner hizmetlerine erişimde sorunlar yaşandığını, hayvancılığa dayalı sanayi ve yün işleme tesislerinin kurulmadığını dile getirdi.
Genel ve yerel yönetimlerin adil, şeffaf ve kapsayıcı bir yönetim anlayışı ortaya koyamadığını savunan Saygın, üretimi önceleyen bir vizyonun bulunmadığını öne sürdü.
Van’da küçük esnafın desteklenmediğini ifade eden Saygın, denetimlerin çözüm odaklı değil ceza odaklı yürütüldüğünü, vergi ve ruhsat yüklerinin esnafı zorladığını kaydetti.
Van Gölü’nün kentin en önemli turizm değerlerinden biri olduğunu belirten Saygın, göl çevresinin halktan koparıldığını ve sahil turizminin geliştirilemediğini ifade etti.
Van’ın sınır ili olmasına rağmen sınır ticaretinin etkin şekilde yönetilemediğini savunan Saygın, somut projelerin hayata geçirilmediğini ve esnafın bu alandan yeterince faydalanamadığını belirtti.
Saygın, açıklamasında, Van’daki düşük kişi başına gelirin nedeninin imkânsızlık değil, mevcut kaynakların yönetilememesi olduğunu vurguladı.



