Dağlardan gelen şifa: Her bitkiden sirke yapıyor

14 Eki 2025 18:31

Tuncelili Saniye İldeniz, köyünde topladığı yenilebilecek her bitkiyi sirkeye dönüştürüyor.

Dağlardan gelen şifa: Her bitkiden sirke yapıyor
Yayınlama: 14.10.2025
Düzenleme: 14.10.2025 14:44
A+
A-

Tunceli’nin yüksek dağları, derin vadileri ve zengin bitki çeşitliliğiyle tanınan Aktarla köyünde yaşayan 60 yaşındaki Saniye İldeniz, doğanın sunduğu endemik bitkileri sirkeye dönüştürerek hem sağlıklı yaşamı destekliyor hem de geçimini sağlıyor. Dağlardan kekik, melisa, deve dikeni, damar otu, nane, reyhan, palamut, kuşburnu, iğde, kara erik ve ışkın gibi bitkileri toplayan ve sirkeye dönüştüren İldeniz, ürünlerini kent merkezindeki küçük dükkanında satışa sunuyor. Geleneksel yöntemleri modern bir bilinçle harmanlayan İldeniz, sirkeyi yalnızca bir gıda değil, adeta ’vücudun süpürgesi’ olarak görüyor.

“Herkesin hayatında sirke olursa hastalıkların da azalacağını düşünüyorum”

Sirkenin, herkesin hayatında olması gerektiğini belirten ve bitkileri sirkeye dönüştürme sürecini anlatan Saniye İldeniz, “Kendi yöremize ait bitkiler. Köyde yaşadığım için endemik bitkileri tanıyorum. Bu bilgilerimden faydalanıyorum. Bitkileri yan etkileri olduğu için uzun süre saklayamıyorsunuz. Hem yan etkilerini bitirmek, hem de vücuda daha faydalı bir hale getirmek için onları sirkeye dönüştürüyorum. Kekik, melisa, deve dikeni, damar otu, nane, reyhan gibi aklınıza gelebilecek, yenilebilecek bütün bitkilerden sirke yapıyoruz. Bence sirke herkesin hayatında olmalı. Bir kere sirkeye ‘vücudun süpürgesi’ diyebiliriz. Özellikle el yapımı doğal sirkeleri evde kullanırlarsa mevsim geçişlerinde hasta olmazlar, sık sık grip olmazlar, enfeksiyon için yine çok önemli. İnsanlar artık toplu tuvaletleri ve toplu taşımayı kullanıyor, lavabolar aynı. Hatta toplu taşıma yerlerinin lavabolarında kullanılan sabuna bile günde kaç kişi dokunuyor. Yani bazen sabun bile temizleyici olmuyor. Ama herkesin hayatında sirke olursa hastalıkların da azalacağını düşünüyorum. Bana sorarsanız ‘ölümsüzlük iksiri’ derim” dedi.

“Diyabet hastaları için çok kıymetli”

Özellikle yöreye özgü ışkın bitkisinden yapılan sirkenin önemine dikkat çeken İldeniz, “Işkın sirkesi, yine bizim yöreye ait. Yüksek dağların eteklerinde olur. Diyabet hastaları için çok kıymetli ama aynı zamanda vücut koruyucudur, ‘kanser savar’ diye bilinir. Bizim büyüklerimiz öyle derdi. Çocuklara mevsiminde hasta olmayalım, bağışıklık sistemimiz güçlensin, iç temizliğimiz olsun diye zorla yedirirlerdi. Bu yüzden çok kıymetli. Günümüzde de özellikle diyabet hastalarında daha etkili olduğu için tercih ediliyor. Böbreği temizliyor, bağırsaklardaki kalıntıları temizliyor, ödem atıyor” şeklinde konuştu.

“Bütün bunları kendi köyümde yapıyorum”

Köyde ürettiği doğal sirkeleri kent merkezinde açtığı küçük işletmesinde satışa sunduğunu belirten İldeniz, “Bütün bunları kendi köyümde yapıyorum. Genellikle köyde yaşadığım için orada, doğadaki bitkilerden faydalanarak onları böyle dönüştürüyorum. Sonra eş, dost, akraba, çevreme satıyorum. Kendi harçlığımı çıkarıyorum. Aynı zamanda burada 35-40 metrekare küçük bir dükkanım var. Dükkanda gözleme, yağlı ekmek, yine bizim ata tohumu olan glütensiz kara kılçık ekmeği yapıyorum. Tam buğday ekmeği de yapıyorum. Böylelikle burada harçlığımı çıkarıyorum” şeklinde konuştu.

Kaynak: İHA