Bir İNSAN düşünün!!
Bir insan düşünün, kazanma hırsı olmayan!
Bir insan düşünün, kaybetme korkusu olmayan!
Bir insan düşünün, dünya hesaplarını ahirete bırakmayan!
Bir insan düşünün, düşmanlarına dahi haklarını helal etmiş!
Bir insan düşünün, hâsıl olacak tüm sevaplarını bağışlamış!
Bir insan düşünün, hesap terazisinde sadece günahları olan!
Bir insan düşünün, rızk-ın, Allah’ın teminatında olduğuna inanan!
Bir insan düşünün, zenginliğin, Allah’ın takdirinde olduğunu bilen!
Bir insan düşünün, Müslüman olmuş ama mümin olamayan!
Bir insan düşünün, Kur’an-ı Kerim okuyan ama anlamayan!
Bir insan düşünün, tek derdi Allah rızası olan!
Bir insan düşünün, tek korkusu İmanını kaybetmek olan!
Bir insan düşünün, yalan söylemekten nefret eden!
Bir insan düşünün, hoş görülü ama aldatılmayı affetmeyen!
Bir insan düşünün, ölümü ensesinde hisseden!
Bir insan düşünün, tüm dünya nimetlerinden kendini soyutlayan!
Bir insan düşünün, mutluluğu fâkr ve kanat ta bulan!
Bir insan düşünün, tüm kazandığı zenginlikleri paylaşan!
Tekrar merhaba kıymetli dostlar, sanırım yaklaşık üç ay gibi bir zaman oldu, siyasal ve sosyal çalışmalarımız nedeni ile uzun zamandır yazamamıştım. Bugün kendi kendime yukarıdaki konuları düşünürken kaleme almak geldi içimden, umarım beğenmişsinizdir.
Öyle bir hal ve zamanda yaşıyoruz ki, kendini asrın sarhoşluğuna kaptırmış bir insanın insanlıktan çıkmaması imkânsız. Eskiden kitaplara ve bilgiye ulaşmak zordu, şimdi ise milyonlarca ton bilgi çöplüğünde bir gram gerçek ve doğru bilgiye ulaşmak için mücadele veriyoruz. En azından erdemli insanlar bu mücadeleyi veriyor.
Asrın sarhoşluğundaki en büyük tehdit ve tehlike ise eşrefi mahlûk vasfını kaybetmiş esfeli safilinlerin bilerek ve isteyerek insanları, insanlık vasfından çıkartma gayretidir. Bu tehdit ve tehlikenin adına DÜNYA VATANDAŞLIĞI diyebiliriz.
Önce insanları toplumun bir parçası olmaktan kopardılar ve sonra toplumunun bir parçası olduğunu unutturdular ve daha sonra toplumun bir parçası olma fikrini ötekileştirdiler. Esasında bizler; ailemizin bir ferdi, sülalemizin veya aşiretimizin bir mensubu, oturduğumuz apartmanın, sitenin ve mahallenin bir sakini, okulumuzun bir öğrencisi,.. ülkemizin bir vatandaşıyız. Bu bilinci neredeyse tamamen kaybetmiş bir toplum olarak, ferdiyetçilikten bireyselliğe geçtiğimiz bu asırda; sülalemizden, komşularımızdan, okul arkadaşlarımızdan, vatandaşlarımızdan birinin başına bir iş geldiğinde kendimizi sorumlu kabul etmiyor, ilgilenme gibi bir hissiyat geçmiyor gönlümüzden!
Ferdiyetçilikten bireyselciliğe geçtiğimiz bu asırda en büyük tehdit ve tehlike dünya vatandaşlığının içselleştirilmesi ve kabul görmesidir zira bireyselcilikten sonraki adım ruhsuzlaştırma operasyonudur. İnsanları ruhsuzlaştırıp mekanikleştirme gayretinde olan bu esfeli safilin güruh, diğer taraftan inanç sistemini yıkmak için toplumu ifsat etme gayreti ve azmi içerisinde. İnsanları robotlaştırmak sureti ile adeta tanrıya meydan okumaya çalışan bu güruhun adı sanı tanımı ne olursa olsun lain iblisin şeytanları olduğu aşikâr.
Dünya döndükçe lain iblis insanları şeytanlaştırmaya, şeytanlaştırdığı insanlar ile diğer insanları ifsat etmeye devam edecek, pek tabii bu çok normal fakat biz İNSAN vasfını ve hüvviyetini kaybetmemek için ne yapıyoruz, ne yapacağız?
Her türlü adaletin bozulduğu yeryüzünde firavunlaşan esfeli safilinlere karşı nasıl bir mücadele vereceğiz. Lain iblisin şeytanlaştırdığı esfeli safilinlerin elindeki tek güç Allah’ın eşrefi mahlûkata hizmet etmesi için yarattığı nimetlerden başka hiçbir şey değildir. Emperyalist bir zihniyetle kapitalist bir düzen içinde komünizm serabıyla aldatılıp liberal bir bakış açısıyla uyuşturulurken islamdan uzaklaştırılan insanlık, her geçen gün mutsuz ve umutsuzlaşıyor.
Daha büyük, en büyük, çok büyük, daha zengin, en zengin, çok zengin, daha güçlü, en güçlü, çok güçlü olmak için ömür sermayesi tükeniyor ve dünya sahnesinden günbegün siliniyoruz. Ne uğruna!? Bir birimize kendimizi ispat etmek ve daha konforlu yaşamak. İnsan hangi dünya menfaati için mutluğunu ve huzurunu feda eder ki? Yaratılış gayesini bilmeyen meteryalist bir zihniyet ancak kendini kapitalizmin kölesi yapar.
Frene basma vakti gelmedi mi? En derin saygı sevgi hürmet ve muhabbetlerimi arz ederim, sağlıcakla kalınız.. Seyyid Fani ABDULBAKİ