Van Gölü’nün incisi olarak bilinen ve sadece bu gölde yaşayan İnci Kefali, hem göldeki kirlilik hem de kaçak avcılık nedeniyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıya.
Balıkçılar ve vatandaşlar, göl kıyısına kurulan arıtma tesisinin bölgeyi kirlettiğini ve balığın hem tadını hem de yaşam alanını olumsuz etkilediğini belirterek yetkililere çağrıda bulundu.
Van’da 30 yıldır balıkçılık mesleği ile uğraşan Alihan Kırmızıkaya, Van Gölü’nün her geçen yıl daha da kirlendiğini dile getirerek, “40 yıl önce iskelede göle bozuk para atardık, düştüğü yeri suyun içinden net şekilde görürdük. Şimdi göl o kadar kirli ki bırakın suyun altını görmeyi, kokudan oturulmuyor. Arıtma tesisini gölün hemen kenarına kurdular, bu kabul edilemez. Gölümüzü kirletiyorlar” dedi.
Kırmızıkaya, sadece çevre kirliliğinden değil, kaçak avcılıktan da şikâyetçi. 15 Nisan itibariyle başlayan av yasağının önemine değinen Kırmızıkaya, “Bir balık 2 bin 500, 3 bin yeni balık demek. Bu nedenle yasağa uymalıyız. Ancak bu yasak Nisan 1’den başlamalı. Kaçak avcılık engellenmeli, denetimler sıklaştırılmalı. Vatandaş da bilinçlenmeli. Bu konuda bilgisi olmayan insanlar var. Gerek basın aracılığıyla gereksede broşürler dağıtılarak, insanlar bilinçlendirilmeli” diye konuştu. Kırmızıkaya ayrıca, göl suyundaki değişimin balıkların tadına da yansıdığını söyledi.
Av yasağının başlamasıyla birlikte sezonluk çalışan balıkçılar, ekonomik olarak da zorlanıyor. Kırmızıkaya, yaz aylarında tezgâhında alabalık, çipura, levrek ve somon gibi çiftlik balıklarını sattığını belirtti.
Vanlı vatandaş Murat Keremoğlu ise hem gölün kirliliğinden hem de denetim eksikliğinden şikâyetçi. “Van’ın bütün pisliği göle akıyor. Pikniğe giden bile çöpünü göle atıyor. Böyle giderse bu balıklar sağlıklı değil, sağlığa zararlı olacak hale gelecek. Bu gidişe dur demeliyiz” ifadelerini kullandı.