Merhaba değerli Ulusal Ajans okurları,
Van‘ımızın o güzelim sabahlarından birinde, Cumhuriyet Caddesi’nde yürüyen bir misafirin veya şehrin sakin bir sokağında oturan bir gencin yaptığı ilk hareketi hiç düşündünüz mü? Artık birçoğumuzun içgüdüsel olarak yaptığı o hareketi: Elini cebine atıp akıllı telefonunu çıkarmak. Kimisi “Van’da en iyi kahvaltı nerede yapılır?” diye aratır, kimisi “otlu peynir satan yerler” listesine bakar, bir başkası ise acil ihtiyacı olan bir hizmet için en yakın adresi bulmaya çalışır.
Geçen haftaki yazımızda çocuklarımızın teknolojiyi nasıl bir üretim aracına dönüştürebileceğini konuşmuştuk. Bu hafta ise rotamızı, şehrimizin ekonomisinin bel kemiği olan esnafımıza, KOBİ’lerimize ve yerel işletmelerimize çeviriyoruz. Çünkü artık müşteri dükkanın kapısından girmeden çok önce, o akıllı telefonun ekranından içeriye ilk adımını atıyor. Peki, biz bu dijital kapıyı ardına kadar nasıl açabiliriz?
Müşteri Artık Kapıdan Değil, Cebinden Giriyor
Kabul edelim, devir değişti. Eskiden bir dükkanın bilinirliği, bulunduğu sokağın kalabalığına, tabelasının büyüklüğüne veya kulaktan kulağa yayılan tavsiyelere bağlıydı. Bunlar hala önemli, ancak artık denklemin en büyük parçası değiller. Müşterinin yeni pusulası, elindeki akıllı telefon. İnsanlar bir şeye ihtiyaç duydukları o anda arama yapıyor ve karşılarına çıkan ilk birkaç sonuca yöneliyorlar. Eğer o sonuçlarda yoksanız, o anki potansiyel müşteri için ne yazık ki siz de yoksunuz demektir.
Bu bir tehdit değil, aksine Van’daki her bir işletme için tarihi bir fırsattır. Bu, sadece dükkanınızın bulunduğu sokağa değil, tüm Türkiye’ye, hatta dünyaya hizmet verebilme potansiyelidir.
Dijital Dünyadaki Üç Temel Direğiniz: Nereden Başlamalı?
“İyi ama bu işler masraflı ve karışık değil mi?” diye düşündüğünüzü duyar gibiyim. Hayır! İşte her işletmenin hemen bugün, çoğunlukla ücretsiz olarak atabileceği üç temel adım:
Eskinin El İlanı, Yeninin ‘Tık’ı: Yatırımın Geri Dönüşü
Dünü hatırlayalım. Bir tanıtım için binlerce el ilanı bastırır, dağıtılması için ayrıca uğraşır ve ne kadarının doğru kişiye ulaştığını asla bilemezdik. Bugün ise durum çok farklı.
Bu reklamların en büyük gücü ne mi? Sadece “Van’da konaklama” diye aratan bir turiste veya belirli bir ilgi alanına sahip potansiyel müşteriye gösterilirler. Kaç kişinin reklamınızı gördüğünü, kaçının tıkladığını anbean ölçebilirsiniz. SEO (Arama Motoru Optimizasyonu) denilen sihirli değnekle de, web sitenizi ve profilinizi doğru anahtar kelimelerle zenginleştirerek Google’ın sizi sevmesini ve para harcamadan bile üst sıralarda önermesini sağlayabilirsiniz.
Değerli esnaf ve işletme sahipleri, Van’ın o kadim ticaret ruhunu, o eşsiz ürünlerini ve misafirperverliğini dijital çağın imkanlarıyla birleştirmek elimizde. Bu adımlar, büyük bütçeler veya teknik ordular gerektirmiyor; sadece biraz merak ve bugünün dünyasını anlama gayreti istiyor.
Gelin, o güzelim hazinelerimizi sadece şehrimizin sokaklarında değil, tüm dünyanın ekranlarında parıldatalım.
Sağlıcakla kalın.