Fermente süt ürünleri arasında yer alan kefir, son yıllarda sağlıklı beslenme alışkanlıkları çerçevesinde sıkça tercih ediliyor. Özellikle sindirim sistemine katkısıyla öne çıkan bu içeceğin aç karnına tüketilip tüketilemeyeceği ise merak konusu.
Uzman görüşlerine dayanan bilgilere göre, kefir aç karnına içildiğinde vücutta daha hızlı etkili olabiliyor. Mide asidinin düşük olduğu sabah saatlerinde tüketilen kefirin, içerdiği probiyotik bakteriler sayesinde bağırsaklara daha kolay ulaştığı ve bu sayede sindirim sistemi üzerinde olumlu etkiler sağladığı belirtiliyor.
Ancak her bireyin sindirim sistemi farklı çalıştığı için, kefirin aç karnına tüketimi bazı kişilerde gaz, şişkinlik ya da mide rahatsızlıklarına yol açabiliyor. Bu nedenle, özellikle mide hassasiyeti olan bireylerin kefiri öğünlerle birlikte ya da ara öğünlerde tüketmeleri tavsiye ediliyor.
Bağışıklık Sistemini Destekliyor
Kefirin yalnızca sindirim sistemiyle sınırlı kalmayan etkileri bulunuyor. Düzenli tüketiminin bağışıklık sistemini güçlendirdiği, vücudu enfeksiyonlara karşı daha dirençli hale getirdiği biliniyor. İçeriğinde yer alan vitaminler, mineraller ve faydalı mikroorganizmalar sayesinde kefir, doğal bir koruyucu olarak değerlendiriliyor.
Günde bir bardak kefir tüketiminin yeterli olduğu, fazla miktarda içilmesinin ise ishal gibi yan etkilere neden olabileceği ifade ediliyor. Ayrıca laktoz intoleransı olan bireylerin kefir tüketmeden önce bir sağlık uzmanına danışmaları öneriliyor.
Tercihler kişiden kişiye değişiyor
Aç ya da tok karnına kefir tüketiminin etkileri kişiden kişiye değişebiliyor. Bu nedenle, bireylerin kendi vücut tepkilerini gözlemleyerek en uygun tüketim zamanını belirlemeleri gerektiği vurgulanıyor.
Uzmanlar, kefirin sağlıklı bir yaşam biçiminin parçası olarak dengeli bir şekilde tüketilmesini ve diğer besinlerle birlikte desteklenmesini öneriyor.