Toplumun en küçük yapı taşı ailedir. Sağlıklı ve mutlu bir toplum, sağlam bir aileden geçer. Aileyi de toplumu da oluşturan insandır. Dolayısıyla eğitilmiş, edep ve âdâb sahibi fertler; mutlu ve sağlıklı aileyi, bu aile de huzurlu ve sağlıklı toplumu meydana getirir. Edep ve âdâb sahibi birey, ailede ve doğumla birlikte yetiştirilmelidir. Ama nasıl?
Hadis olduğu ifade edilen “Ahir zamanda çocukları terbiye etmek köpekleri terbiye etmekten daha zor olacak” sözü, günümüzde şımartılan, ele avuca sığmayan, laf dinlemeyen, itaatsiz, kendini beğenmiş, çaba göstermeden hazıra konmak isteyen çocukları ve gençliği, kısaca toplumu adeta tarif etmektedir. Günümüzde anne babalar için çocuk eğitimi, sosyal medya, reklamlar ve yanlış eğitim sistemi nedeniyle adeta kaosa dönüşmüştür. Öyle ki birçok insan, çocuk yetiştirmenin evcil hayvan yetiştirmekten daha zor olduğuna inanır hâle gelmiştir.
Bazı Avrupa ülkelerinde hayvan sahibi olanların sayısı neredeyse çocuk sahibi olanları geçmiştir. Bu da bize, “Ahir zamanda köpek beslemek, evlat yetiştirmekten daha cazip olacak” (bk. Taberânî, el-Kebîr, 5/288; Hâkim, 3/386) sözünü hatırlatmaktadır.
Başıboş, mutsuz ve ümitsiz bir hâl alan günümüz insanının çaresi, aile ve toplumu oluşturan bireyin doğru bir şekilde eğitilmesinden geçer. Bu da doğar doğmaz çocuğa sağlıklı bir eğitimle mümkün olur. Tertemiz olarak doğan çocuğu aldığı eğitim şekillendirir. O hâlde çocuk, doğar doğmaz anne ve baba tarafından titiz bir eğitime tabi tutulmalı, gerekli edep ve âdâb öğretilmelidir. Peki nasıl? Bu sorulara İmam Gazzâlî, İhyâu Ulûmiddîn adlı eserinde genişçe cevap vermiştir. Biz de özetleyerek aktarıyoruz:
1.Helâl ve harama dikkat eden bir anne tarafından emzirilmeli.
2.Çocukta ilk gelişen duygu haya (utanma) duygusudur; anne baba bu duyguyu İslam’a uygun şekilde yönlendirmeli.
3.Çocuk anlamaya başladığında yeme ve giyinme edepleri öğretilmeli.
a) Yemeye besmeleyle başlaması, sağ eliyle yemesi, önünden yemesi, hızlı yememesi, yemeği iyice çiğnemesi, yağlı ellerini üstüne başına sürmemesi, çok yememesi, aza kanaat etmesi, sıcak değil ılıtarak yemesi, yemeye üflememesi, acıkmadan yememesi, doymadan kalkması ve doyunca “elhamdülillah” demesi öğretilmeli.
b) Beyaz ve sade elbiseler giymesi, örtünmesi gereken yerleri örtmesi, erkekse ipek elbise ve altın takılardan kaçınması gerektiği hatırlatılmalı.
4. Eğitim ve öğretime Kur’ân okuyarak başlanmalı; hadisler, peygamber kıssaları ve evliya menkıbeleri anlatılarak salih kimselere sevgi aşılanmalı.
5. Çocuk güzel bir şey yaptığında ortamda övülmeli, yanlış yaptığında ise gizlice uyarılmalı; sık azarlanmamalı.
6. Baba gerekmedikçe müdahil olmamalı, anne ise zaman zaman baba otoritesiyle çocuğu uyarmalı.
7. Tembelleşmemesi için gündüz uyumasına ve yumuşak yatağa alışmasına izin verilmemeli; yürüyüş, hareket ve spora teşvik edilmeli.
8. Akranlarına karşı babasının parası ve makamıyla övünmemesi, fakir arkadaşlarıyla aynı seviyede davranması öğretilmeli.
9. Tevazu ve ikram duygusu aşılanmalı; veren elin alan elden üstün olduğu anlatılmalı.
10. Toplum içinde tükürmenin, sümkürmenin ve esnemenin ayıp olduğu, esnerken ağzını kapatması gerektiği öğretilmeli.
11. Toplulukta sırtını dönerek oturmamak, ayak ayak üstüne atmamak, çok konuşmamak, konuşanı dinlemek ve kendinden büyükler için ayağa kalkıp yer göstermek gibi edepler kazandırılmalı.
12. Kötü arkadaş edinmemesi konusunda dikkatli olunmalı.
13. Derslerini bitirdikten sonra belli bir süre oynamasına izin verilmeli; sadece ders dayatmak zekâyı köreltir.
14. Temyiz çağına girince abdest ve namaz öğretilmeli, bazen Ramazan orucu tutmasına izin verilmeli ve şeriatın emir ve yasakları tanıtılmalı.
Çocuk terbiyesi, sabır ve bilinç gerektirir. Tertemiz bir fıtratla dünyaya gelen her çocuk, aldığı eğitimle şekillenir. Anne babalar, evlatlarına sevgiyle, sabırla ve İslam’ın edep ölçüleriyle yaklaşarak hem kendi geleceklerini hem de toplumun yarınlarını inşa etmiş olurlar.